İhsan AKINTÜRK
  Cehennem (Ceza)
 

 

CEHENNEM



Cehennem Nedir?

Kelime olarak, derin kuyu anlamına gelir. Terim olarak ise ahirette kafirlerin devamlı olarak, günahkar mü'minlerin de günahları ölçüsünde cezalandirilmak üzere kalacakları azap yeridir. Kur'an-ı kerim de cehennem için nar, cahim, haviye, sair, leza, sakar ve hutame gibi isimlerle zikredilmektedir. Allahı bilerek inkar edenleri bu azap ebedi olarak kuşatacaktır. Günahkar mü'minler ise burada sürekli olarak kalmayacaklar, cezalarını çektikten sonra cennete konulacaklardır.


A'la
10-13. (Allahtan) korkan, öğütten yararlanacak, En büyük ateşe girecek olan kötü kimse ise ögütten kaçınır. Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar

 

Ali-Imran

 12. (Resûlüm!) İnkâr edenlere de ki: Yakında mağlup olacaksınız ve cehenneme sürüleceksiniz. Orası kalınacak ne kötü bir yerdir! 14. Nefsanî arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer, Allah'ın katındadır. 15. (Resûlüm!) De ki: Size bunlardan daha iyisini bildireyim mi? Takvâ sahipleri için Rableri yanında, içinden ırmaklar akan, ebediyyen kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve (hepsinin üstünde) Allah'ın hoşnutluğu vardır. Allah kullarını çok iyi görür. 16. (Bu nimetler) "Ey Rabbimiz! İman ettik; bizim günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru!" diyen; 17. Sabreden, dürüst olan, huzurda boyun büken, hayra harcayan ve seher vaktinde Allah'tan bağış dileyenler (içindir) 106- Nice yüzlerin ağardığı, nice yüzlerin de karardığı günü (düşünün.) İmdi, yüzleri kararanlara: İnanmanızdan sonra kâfir mi oldunuz? Öyle ise inkâr etmiş olmanız yüzünden tadın azabı! (denilir). 116. İnkâr edenler var ya, onların malları da evlâtları da Allah'a karşı kendilerine hiçbir fayda sağlamayacaktır. İşte onlar, cehennemliklerdir; onlar orada ebedî kalacaklardır. 162. Allah'ın hoşnutluğunu gözetenle Allah'ın hışmına uğrayan bir olur mu hiç? Berikisinin yeri cehennemdir. Cehennem ise ne kötü bir varış noktasıdır. 177. Şurası muhakkak ki, imanı verip inkârı alanlar, Allah'a hiçbir zarar veremezler. Onlar için elîm bir azap vardır. 178. İnkâr edenler sanmasınlar ki, kendilerine mühlet vermemiz onlar için daha hayırlıdır. Onlara ancak günahlarını arttırmaları için fırsat veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır. 196. İnkârcıların (refah içinde) diyar diyar dolaşması, sakın seni aldatmasın!197. Azıcık bir menfaattır o. Sonra onların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü varış yeridir!


A'raf:
40. Bizim ayetlerimizi yalanlayıp da onlara karşı kibirlenmek isteyenler var ya, işte onlara gök kapıları açılmayacak ve onlar, deve iğne deliğine girinceye kadar cennete giremeyeceklerdir. Suçluları işte böyle cezalandırırırz.(Açıklama: Devenin iğne deliğine girmesi imkansızlık bildirir. Buna göre ayetin manası „onlar asla cennete giremezler“ veya „çok zor girerler“ demektir.) 41. Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler vardır. Işte zalimleri böyle cezalandırırız.

 Ahkaf
1. Ha. Mîm. 2. Bu Kitap aziz ve hakîm olan Allah tarafından indirilmiştir.3. Gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları biz, şüphesiz yerli yerince ve belli bir süre için yarattık. İnkâr edenler, uyarıldıkları şeylerden yüz çevirmektedirler. 20. İnkar edenler ateşe arzolunacakları gün (onlara şöyle denir): Dünyadaki hayatınızda bütün güzel şeylerinizi harcadınız, onların zevkini sürdürdünüz. Bugün ise yeryüzünde haksız yere büyüklük taslamanızdan ve yoldan çıkmanızdan dolayı alçaltıcı bir azap göreceksiniz. 34. İnkâr edenlere, ateşe sunulacakları gün: Nasıl, bu gerçek değil miymiş? denildiğinde: Evet, Rabbimize andolsun ki gerçekmiş, derler. Allah: Öyleyse inkâr etmenizden dolayı azabı tadın! der.

Ahzab
64. Şu muhakkak ki, Allah kâfirleri rahmetinden kovmuş ve onlara çılgın bir ateş hazırlamıştır. 65. (Onlar) orada ebedî olarak kalacaklar, (kendilerini koruyacak) ne bir dost ne de bir yardımcı bulacaklardır. 66. Yüzleri ateşte evrilip çevrildiği gün: Eyvah bize! Keşke Allah'a itaat etseydik, Peygamber'e de itaat etseydik! derler. 67. Ey Rabbimiz! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yolda saptırdılar, derler. 68. Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lânetle rahmetinden kov.


Ankebut
54. (Evet) senden azabı çarçabuk getirmeni istiyorlar. Hiç şüpheleri olmasın. Cehennem kafirleri çepeçevre kuşatacaktır. 55. O günde azap, onları hem üstlerinden hem ayakları- nın altından saracak ve Allah (onlara) yaptıklarınızı (cezasını) tadın. diyecek.


Bakara
39. İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemliktir, onlar orada ebedî kalırlar.


Beled
19. Ayetlerimizi inkar edenler ise işte onlar soldakilerdir. 20. Cezaları kapıları üzerlerine sımsıkı kapatılmış bir ateştir.


Duhan 43. Şüphesiz zakkum ağacı, 44. Günahkârların yemeğidir. 45. O, karınlarda maden eriyiği kaynar. 46. Sıcak suyun kaynaması gibi . 47. (Allah zebânilere emreder): Tutun onu! Cehennemin ortasına sürükleyin! 48. Sonra başına azap olarak kaynar su dökün! 49. (Ve deyin ki:) Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin! 50. İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir.



En'am
Onlar kazandıkları (günahlar) yüzünden helâke sürüklenmiş kimselerdir. İnkâr ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır.

Fatir
36. İnkâr edenlere de cehennem ateşi vardır. Öldürülmezler ki ölsünler, cehennem azabı da onlara biraz olsun hafifletilmez. İşte biz, küfürde ileri giden her nankörü böyle cezalandırırız. 37. Onlar orada: Rabbimiz! Bizi çıkar, (önce) yaptığımızın yerine iyi işler yapalım! diye feryad ederler. Size düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Size uyarıcı da gelmedi mi? (Niçin inanmadınız?) Şimdi tadın (azabı)! Zalimlerin yardımcısı yoktur.



Fecr
23. O gün cehennem getirilir, insan yaptıklarını birer birer hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ne faydası var! 24. (İşte o zaman insan) Keşke bu hayatım için bir şeyler yapıp gönderseydim. Der. 25. Artık o gün Allahın edeceği azabı kimse edemez. 26. Onun vuracağı bağı kimse vuramaz.


Fetih
6. (Birde bunlar) Allah hakkında kötü zanda bulunan münafık erkekler ve münafık kadınlara, Allaha ortak koşan erkeklere ve kadınlara azap etmesi içindir. Müslümanlar için bekledikleri kötülük çemberi başlarına gelsin. Allah onlara gazap etmiş, lanetlemiş ve cehennemi kendilerine hazırlamıştır. Orası ne kötü bir yerdir. 13. Kim Allaha ve Resulüne iman etmezse bilsin ki biz kafirler için çılgın bir ateş hazırlamışızdır.


Fussilet

19- Allah'ın düşmanları, ateşe sürülmek üzere toplandıkları gün, hepsi bir araya getirilirler. 20- Nihayet oraya geldikleri zaman kulakları, gözleri ve derileri, işledikleri şeye karşı onların aleyhine şahitlik edecektir. 21- Derilerine: Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz? derler. Onlar da: Her şeyi konuşturan Allah, bizi de konuşturdu. İlk defa sizi o yaratmıştır. Yine O'na döndürülü- yorsunuz, derler. 22- Siz ne kulaklarınızın, ne gözlerinizin, ne de derilerinizin aleyhinize şahitlik etmesinden sakınmıyordunuz, yaptıkları- nızdan çoğunu Allah'ın bilmeyeceğini sanıyor- dunuz. 23- Rabbiniz hakkında beslediğiniz zan var ya, işte sizi o mahvetti ve ziyana uğrayanlardan oldunuz. 24- Şimdi eğer dayanabilirlerse, onların yeri ateştir. Ve eğer (tekrar dünyaya dönüp Allah'ı) hoşnut etmek isterlerse, memnun edilecek değillerdir. 27. O inkâr edenlere şiddetli bir azabı tattıracağız ve onları yaptıklarının en kötüsüyle cezalandı- racağız. 28. İşte bu, Allah düşmanlarının cezası, ateştir. Ayetlerimizi inkâr etmelerinden dolayı, orada onlara ceza olarak ebedî kalacakları yurt (cehennem) vardır.


 Gasiye
1. (Resûlüm!) Dehşeti her şeyi kaplayan kıyametin haberi sana geldi mi?
2. O gün bir takım yüzler zelildir, 3. Durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur, 4. Kızgın ateşe girer. 5. Onlara kaynar su pınarından içirilir. 6. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur, 7. O ise ne besler ne de açlığı giderir.

 Hakka
25. Kitabı sol tarafından verilene gelince,der ki:" Keşke, bana kitabım verilmeseydi!" 26. "Şu hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!" 27. Keşke onunla (ölümümle) her iş olup bitseydi! 28. Malım bana hiç fayda sağlamadı; 29. Saltanatım da benden (koptu), yok olup gitti. 30. Onu yakalayın da, (ellerini boynuna) bağlayın; 31. Sonra alevli ateşe atın onu! 32. Sonra da onu yetmiş arşın uzunluğunda bir zincir içinde oraya sokun! 33. Çünkü o, ulu Allah'a iman etmezdi, 34. Yoksulu doyurmaya teşvik etmezdi. 35. Bu sebeple, bugün burada onun candan bir dostu yoktur. 36. İrinden başka yiyecek de yoktur. 37. Onu (bile bile )hata işleyenlerden başkası yemez.


Hud
119. Ancak Rabbinin merhamet ettikleri müstesnadır. Zaten Rabbin onları bunun için yarattı. Rabbinin, "Andolsun ki cehennemi tümüyle insanlar ve cinlerle dolduracağım" sözü yerini buldu.


Hicr
43. Muhakkak cehennem, onların hepsine vâdolunan yerdir. 44. Cehennemin yedi kapısı vardır. Onlardan her kapı için birer gurup ayrılmıştır.


İbrahım
16. Ardından da (o inatçı zorbaya) cehennem vardır; kendisine irinli su içirilecektir! 17. Onu yudumlamaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek ve ona her yandan ölüm gelecek, oysa o ölecek değildir (ki azaptan kurtulsun). Bundan ötede şiddetli bir azap da vardır. 18. Rablerini inkâr edenlerin durumu (şudur): Onların amelleri fırtınalı bir günde rüzgârın, şiddetle savurduğu küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şeyi elde edemezler. İyiden iyiye sapıtma işte budur.


 İnsikak
10. Kimin de kitabı arkasından verilirse, 11. Derhal yok olmayı isteyecek, 12. Ve alevli ateşe girecektir. 13. Zira o, (dünyada) ailesi içinde (mal-mülk sebebiyle) şımarmıştı. 14. O hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sandı. 15. Oysa gerçekten Rabbi onu görüyordu.


İnsan

4. Doğrusu biz, kâfirler için zincirler; demir halkalar ve alevli bir ateş hazırladık.


Karia 1. Kapı çalan! 2. Nedir o kapı çalan? 3. O kapı çalanın ne olduğunu bilir misin? 4. İnsanların, ateşin etrafını sarmış pervaneler gibi olur, 5. Dağların da atılmış renkli yüne dönüştüğü gündür (o Kâria!) 6. O gün kimin tartılan ameli ağır gelirse. 7. İşte o, hoşnut edici bir yaşayış içinde olur. 8. Ameli yeğni olana gelince. 9. İşte onun anası (yeri, yurdu) Hâviye'dir. 10. Nedir o (Hâviye) bilir misin? 11. Kızgın ateş!



Kaf
30. O gün cehenneme "Doldun mu?" deriz. O da "Daha var mı?" der.


Kıyame:
24. Yüzler de vardır ki o gün buruşacaktır. 25. Kendilerinin bel kemiklerini kıran bir felakete uğrtılacaklarını sezeceklerdir.


 Leyl
14. (Ey insanlar! ) Alev alev yanan bir ateşle sizi uyardım. 15. O ateşe, ancak kötü olan girer. 16. Öyle kötü ki, yalanlayıp ve yüz çevirmiştir. 17. En çok korunan ise ondan (ateşten) uzak tutulur


Maide

36. Şüphe yok ki kâfir olanlar, yer yüzündeki her şey ve bunun yanında da bir o kadarı kendilerinin olsa da kıyamet gününün azabından kurtulmak için onu fidye verseler onlardan asla kabul edilmez; onlar için acı bir azap vardır. 37. Ateşten çıkmak isterler, fakat onlar oradan çıkacak değillerdir. Onlar için devamlı bir azap vardır.


 Mutaffifin
1. Eksik ölçüp noksan yapan hilekârlara yazıklar olsun! 2. Onlar insanlardan alırken ölçüp tarttıklarında tam, 3. Onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise eksik ölçer ve tartarlar. 4. Onlar düşünmezler mi ki, tekrar diriltilecekler! 5. Büyük bir günde 6. Öyle bir gün ki, insanlar o günde âlemlerin Rabbinin huzurunda divan duracaklardır. 7. Doğrusu günahkârların yazısı, muhakkak Siccîn'de olmaktır. 8. Siccîn nedir, bilir misin? 9. (O günahkârların yazısı) Amellerin sayılıp yazıldığı bir kitaptır. 10. O gün vay haline yalancıların! 11. Ki onlar, ceza gününü yalan sayarlar. 12. Onu ancak hükümleri çiğneyen ve günaha dalan kimseler yalanlar. 13. Böyle birine âyetlerimiz okununca "Eskilerin masalları" derdi. 14. Hayır! Bilakis onların işlemekte oldukları (kötülükler) kalplerini kirletmiştir. 15. Hayır! Onlar şüphesiz o gün Rablerinden (O'nu görmekten) mahrum kalmışlardır. 16. Sonra onlar cehenneme girerler. 17. Sonra onlara: "İşte yalanlamış olduğunuz (cehennem) budur" denilir.

 29. Şüphesiz günahkârlar, (dünyada) iman edenlere gülerlerdi. 30. Onlarla karşılaştıklarında kaş göz hareketiyle alay ederlerdi.31. Ailelerine döndüklerinde, (alaylarından dolayı) keyiflenerek dönerlerdi. 32. Müminleri gördüklerinde: "Şüphesiz bunlar sapıtmış" derlerdi. 33. Halbuki onlar, müminleri denetleyici olarak gönderilmediler. 34. İşte o gün (ahirette) de iman edenler kâfirlere gülerler. 35. Koltuklar üzerinde etrafa bakarlar. 36. Kâfirler yaptıklarının cezasını bulduar mı! (Elbette buldular.)


 Mu´min
10. İnkâr edenlere şöyle seslenilir: Allah'ın gazabı, sizin kendinize olan kötülüğünüzden elbette daha büyüktür. Zira siz imana davet ediliyorsunuz, fakat inkâr ediyorsunuz. 11. Onlar: Rabbimiz, bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. Biz de günahlarımızı itiraf ettik. Bir daha (bu ateşten) çıkmaya yol var mıdır? derler. (Açıklama: Birinci ölüm dünya hayatının sonunda, ikinci ölüm ise kabirde ilk sorgulama yapıldıktan sonra vuku bulacaktır. Buna göre birinci dirilme kabirde sorgulama için, ikinci dirilme ise kıyametten sonraki ebedi hayat içindir. İnkarcıların ateşten çıkmak için sordukları yol ise er veya geç cehennemden çıkış, Allaha itaat ediş veya tekrar dünyaya dönüş çarelerini aramaları şeklinde yorumlanmış- tır.) 12. (Onlara denir ki:) İşte bunun sebebi şudur: Tek Allah'a ibadete çağrıldığı zaman inkâr edersiniz. O'na ortak koşulunca (bunu) tasdik edersiniz. Artık hüküm, yücelerin yücesi Allah'ındır. 49. Ateşte bulunanlar cehennem bekçilerine: Rabbinize dua edin, bizden, bir gün olsun azabı hafifletsin! Diyecekler 50. (Bekçiler:) Size peygamberleriniz açık açık deliller getirmediler mi? derler. Onlar da: Getirdiler, cevabını verirler. (Bekçiler ise): O halde kendiniz yalvarın, derler. Halbuki kâfirlerin yalvarması boşunadır. 52. O gün zalimlere, özür dilemeleri hiçbir fayda sağlamaz. Artık lânet de onlarındır, kötü yurt da onlarındır! 70. Onlar, Kitab'ı ve peygamberlerimize gönderdiklerimizi yalanlayanlardır. Onlar yakında (gerçeği) anlayacaklar! 71. O zaman boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu halde, sürüklenecekler, 72. Kaynar suda,sonra da ateşte yakılacaklardır.

76. İçinde ebedî kalmak üzere cehennemin kapılarından girin! Kibirlenenlerin dönüp gidecekleri yer ne çirkindir! 84. Artık o çetin azabımızı gördükleri zaman: Allah'a inandık ve O'na ortak koştuğumuz şeyleri inkâr ettik, derler. 85. Fakat azabımızı gördükleri zaman imanları kendilerine bir fayda vermeyecektir. Allah'ın kulları hakkında süregelen âdeti budur. İşte o zaman kâfirler hüsrana uğrayacaklardır.


 Mu´minun
102. Artık kimlerin (sevap) tartılan ağır basarsa, işte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.
103. Kimlerin de tartıları hafif gelirse, artık bunlar da kendilerine yazık etmişlerdir; (çünkü onlar) ebedî cehennemdedirler. 104. Ateş yüzlerini yakar; orada suratları çirkin ve gülünç bir halde bulunurlar. 105. Size âyetlerim okunurdu da, siz onları yalanlardınız değil mi? 106. Derler ki: Rabbimiz! Azgınlığımız bizi altetti; biz, bir sapıklar topluluğu idik. 107. Rabbimiz! Bizi buradan çıkar. Eğer bir daha (ettiklerimize) dönersek, artık belli ki biz zalim insanlarız. 108. Buyurur ki: Alçaldıkça alçalın orada! Bana karşı konuşmayın artık! 109. Zira kullarımdan bir zümre: Rabbimiz! Biz iman ettik; öyle ise bizi affet; bize acı! Sen, merhametlilerin en iyisisin, demişlerdi. 110. İşte siz onları alaya aldınız; sonunda onlar (ile alay etmeniz) size beni yâdetmeyi unutturdu, siz onlara gülüyordunuz. 111. Bugün ben onlara, sabrettiklerinin karşılığını verdim; onlar, hakikaten muratlarına erenlerdir.


 Muddessir
24. "Bu (Kur'an) dedi, olsa olsa (sihirbazlardan öğrenilip) nakledilen bir sihirdir." 25. Bu, insan sözünden başka bir şey değil." 26. Ben onu sekara (cehenneme) sokacağım. 27. Sen biliyor musun sekar nedir? 28. Hem (bütün bedeni helâk eder, hiçbir şey) bırakmaz, hem (eski hale getirip tekrar azap etmekten) vazgeçmez o. 29. İnsanın derisini kavurur. 30. Üzerinde ondokuz (muhafız melek) vardır.

 33. Dönüp gitmekte olan geceye, 34. Ağarmakta olan sabaha andolsun ki, 35. O (cehennem), büyük musibetlerden biridir. 36. İnsanlık için, uyarıcıdır. 37. Sizden ileri gitmek ya da geri kalmak isteyen kimseler için (uyarıcıdır) . 38. Her nefis, kazandığına karşılık bir rehindir; 39. Ancak sağdakiler başka. 40. Onlar cennetler içinde sorarlar. 41. Günahkârların durumunu: 42. "Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir?" diye 43. Onlar şöyle cevap verirler: Biz namaz kılanlardan değildik, 44. Yoksulu doyurmuyorduk, 45. (Bâtıla) dalanlarla birlikte dalıyorduk, 46. Ceza gününü de yalan sayıyorduk, 47. Sonunda bize ölüm geldi çattı. 48. Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez. 49. Böyle iken onlara ne oluyor ki, öğütten yüz çeviriyorlar? 50. Kaçan yaban eşekleri gibi,


 Mülk
6. Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. O, ne kötü dönüştür! 7. Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler. 8. Neredeyse cehennem öfkesinden çatlayacak! Her ne zaman oraya bir topluluk atılsa, onun bekçileri onlara: Size, (bu azap ile) korkutucu bir peygamber gelmemiş miydi? diye sorarlar. 9. Onlar şöyle cevap verirler: Evet, doğrusu bize, (bu azap ile) korkutan bir peygamber gelmişti; fakat biz (onu) yalan saymış ve: Allah'ın bir şey gönderdiği yok; siz olsa olsa büyük bir sapıklık içindesiniz! demiştik. 10. Ve: Şayet kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, (şimdi) şu alevli cehennemin mahkûmları arasında olmazdık! diye ilâve ederler. 11. Böylece günahlarını itiraf ederler. Artık (Allah'ın rahmetinden) uzak olsun, o alevli cehennemin mahkûmları!


Mürselat
28. O gün hakikatleri yalan sayanların vay haline. 29. İnkarcılara o gün şöyle denilir) Yalan sayageldiğiniz azaba doğru gidin. 30. Üç kola ayrılmış (ama) 31. Ne gölgelendiren ne de alevden koruyan bir gölgeye gidin. 32. O, saray gibi kocaman bir kıvılcım saçar. 33. Her bir kıvılcım sanki birer sarı deve gibidir. 34. O gün (hakikatleri) yalan sayanların vay haline. 35. Bu (kafirlerin) konuşamayacağı bir gündür. 36. Onlara izin de verilmez ki (sözde) mazeretlerini beyan etsinler. 37. O gün (hakikatleri) yalan sayanların vay haline. 38. (O zaman şöyle denilir.) Bu ayırım günüdür. Sizi ve sizden öncekileri bir araya getirdik. 39. (Azaptan kurtulmanız için) bir hileniz varsa gösterin bana hilenizi. 40. O gün (hakikatleri) yalan sayanın vay nhaline.

Müzzemmil
12. Hiç şüphesiz bizim nezdimizde (onlar için hazırlanmış) boyunduruklar, yakıcı bir ateş, 13. Boğazdan geçmez bir yiyecek ve elem verici bir azap vardır.


 Naziat
34. Her şeyi alt üst eden o büyük felâket geldiği vakit, 35. İnsanın yapıp ettiklerini hatırlayacağı gün, 36. Ve görene cehennem açık bir şekilde gösterilmiştir. 37. Artık kim azmışsa , 38. Ve dünya hayatını ahirete tercih etmişse, 39. Şüphesiz cehennem(onun için) tek barınaktır.


Nisa
14. Kim Allah'a ve Peygamberine karşı isyan eder ve sınırlarını aşarsa Allah onu, devamlı kalacağı bir ateşe sokar ve onun için alçaltıcı bir azap vardır. 56. Şüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri gün gelecek bir ateşe sokacağız; onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe, derilerini başka derilerle değiştiririz ki acıyı duysunlar! Allah daima üstün ve hakîmdir. 167. İnkar eden ve (başkalarını da) Allah yolundan alıkoyanlar şüphesiz doğru yoldan çok uzaklaşmışlardır. 168. İnkar edip zulmedenleri Allah asla bağışlayacak değildir. Onları (başka) bir yola iletecek de değildir. 169. Ancak orada ebedi kalmak üzere cehennem onları yoluna (iletecektir) Bu da Allaha çok kolaydır.

 Nebe
21. Şüphesiz, cehennem pusuda beklemek-tedir. 22. Azgınların barınacağı yerdir (cehennem). 23. (Azgınlar) orada çağlar boyu kalacaklar , 24. Orada bir serinlik ya da (susuzluk gideren) bir içecek tatmazlar, 25. Kaynar su ve irin (tadarlar).26. Ancak (dün-yada yaptıklarına) uygun karşılık olarak. 27. Çünkü onlar hesap gününü (geleceğini) ummazlardı. 28. Bizim âyetlerimizi yalanla-dıkça yalanlamışlardı. 29. Biz ise her şeyi bir kitapta sayıp yazmışızdır. 30. Tadın! Bundan sonra yalnızca azabınızı arttıracağız.


 Rahman
41. Suçlular, simalarından tanınır, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar. 42. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? 43. İşte bu, suçluların yalanladıkları cehennemdir. 44. Onlar, cehennemle kaynar su arasında dolaşır dururlar. 45. Şimdi Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?


Ra´d
34. Dünya hayatında onlara sadece bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha şiddetlidir. Onları Allah'tan (onun azabından) koruyacak kimse de yoktur.


Rum
16. İnkar edenler, ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalan sayanlar ise, işte onlar azapla yüz yüze bırakılacaklardır.


Secde
13. Biz dilesek, elbette herkese hidayetini verirdik. Fakat, "Cehennemi hem cinlerden hem insanlardan bir kısmıyla dolduraca-ğım" diye benden kesin söz çıkmıştır.14. (O gün onlara şöyle diyeceğiz:) Bu güne kavuşmayı unutmanızın cezasını şimdi tadın bakalım! Doğrusu biz de sizi unuttuk; yaptıklarınızdan ötürü ebedî azabı tadın! 20. Yoldan çıkanlar ise, onların varacakları yer ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde geri çevrilirler ve kendilerine: Yalandır deyip durduğunuz cehennem azabını tadın! Denir.


Saffat

 22- Yüce Allah meleklerine emreder: "Zalimleri, onların aynı yoldaki arkadaşlarını ve taptıklarını 23- Allah'dan başka (taptıklarına) onlara cehennemin yolunu gösterin. 24- Durdurun onları, çünkü onlar sorguya çekileceklerdir. 25. Size ne oldu ki birbirinize yardım etmiyorsunuz? 26. Evet, onlar o gün zilletle boyun eğeceklerdir. 27. (İşte bu duruma düştükleri vakit) onlardan bir kısmı, diğerlerine yönelir, birbirlerini sorumlu tutmaya çalışırlar. 28. (Uyanlar, uydukları adamlara:) Siz bize sağdan gelirdiniz (sûreti haktan görünürdünüz) derler. 29. (Ötekiler de:) "Bilâkis, derler, siz inanan kimseler değildiniz". 30. "Bizim sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu. Fakat siz kendiniz azgın bir toplum idiniz." 31. "Onun için Rabbimizin hükmü bize hak oldu. Biz (hak ettiğimiz cezayı) mutlaka tadacağız."32. "Biz sizi azdırdık. Çünkü kendimiz de azmıştık." 33. Şüphesiz o gün onlar azapta ortaktırlar. 34. İşte biz, suçlulara böyle yaparız. 35. Çünkü onlara: Allah'tan başka tanrı yoktur, denildiği zaman kibirle direnirlerdi. 36. "Mecnun bir şair için biz tanrılarımızı bırakacak mıyız?" derlerdi. (Açıklama: kafirlerin mecnun şair dedikleri zat Hz. Peygamberimiz idi. Ona uyup putları bırakmak kendilerine zor geldiği için böyle diyorlardı.) 37. Hayır! O, gerçeği getirdi ve peygamberleri de doğruladı. 38. Kuşkusuz siz acı azabı tadacaksınız. 39. Çekeceğiniz ceza yapmakta olduğunuzdan başka bir şeyin cezası değildir. 40. (Bu azaptan) Ancak Allah'ın hâlis kulları istisnâ edilecek.

 62. Şimdi ziyafet olarak, cennet ehli için anılan bu nimetler mi daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı?. 63. Biz onu (zakkumu) zalimler için bir fitne (imtihan) kıldık. 64. Zira o, cehennemin dibinde bitip yetişen bir ağaçtır. 65. Tomurcukları sanki şeytanların başları gibidir. 66. (Cehennemdekiler) ondan yerler ve karınlarını ondan doldururlar. 67. Sonra zakkum yemeğinin üzerine onlar için, kaynar su karıştırılmış bir içki vardır. 68. Sonra kesinlikle onların dönüşü, çılgın ateşe olacaktır.


 Sad
55. Bu böyle; ama azgınlara kötü bir gelecek vardır. 56. Onlar cehenneme girecekler. Orası ne kötü bir kalma yeridir. 57. İşte bu; kaynar su ve irindir. Onu tatsınlar 58. Buna benzer daha türlü türlü başkaları da vardır. 59. (İnkârcıların liderlerine:) İşte bu sizinle beraber cehenneme girecek topluluktur (denildiğin de, liderler:) Onlar rahat yüzü görmesin (derler) Onlar mutlaka ateşe gireceklerdir.


Sebe

5- Bizimle başa çıkabileceklerini,sanarak olanca güçleri ile ayetlerimize karşı çıkanlara gelince onları tiksindirici ve acıklı bir azap beklemek- tedir. 38- Bizimle başa çıkabileceklerini sanarak olanca güçleri ile ayetlerimize karşı çıkanlara gelince onlar azapla başbaşa kalacaklardır.


Tahrim
6. Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında acımasız, güçlü, Allahın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır. 7. Ey kafirler! Bu gün özür dilemeyin. Siz ancak işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz (denilir)

Tegabun
10. İnkar eden ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar cehennemin ehlidirler. Orada ebedi kalacaklardır. Ne kötü gidilecek yerdir orası.


 Tur
1. Tûr'a, andolsun ki, 2. Satır satır yazılmış Kitab'a, 3. Yayılmış ince deri üzerine, 4. Beyt-i Ma'mûr'a, 5. Yükseltilmiş tavana(göğe), 6. Kaynatılmış denize (bunlara andolsun ki), 7. Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır. 8. Ona engel olacak hiçbir şey yoktur. 9. O gün gök sallanıp çalkalanır. 10. Dağlar yürüdükçe yürür. 11. Yalanlayanların vay haline o gün! 12. Ki onlar daldıkları bâtıl içinde oyalanıp duranlardır. 13. O gün cehennem ateşine itilip atılırlar : 14. "İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur!" denilir. 15. Bir büyü müdür bu, yoksa görmüyor musunuz? 16. Girin oraya, sabretseniz de sabretmeseniz de artık sizin için birdir. Siz ancak yaptıklarınızın karşılığına çarptırılacaksınız.

Vakia
41. Soldakiler; ne yazık o soldakilere! 42. İçleri- ne işleyen bir ateş ve kaynar su içinde, 43. Kap- kara dumandan bir gölge altındadırlar; 44. Serin ve hoş olmayan. 45. Çünkü onlar bundan önce varlık içinde sefahete dalmışlardı. 46. Büyük gü- nahı işlemekte direnir dururlardı. 47. Ve diyor- lardı ki: Biz öldükten, toprak ve kemik yığını hali ne geldikten sonra, biz mi bir daha diriltileceğiz? 48. Önceki atalarımız da mı? 49. De ki: Hem öncekiler hem de sonrakiler, 50. Belli bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır! 51. Sonra siz ey sapıklar, yalancılar! 52. El- bette bir ağaçtan, zakkum ağacından yiyeceksi- niz. 53. Karınlarınızı ondan dolduracaksınız. 54. Üstüne de kaynar sudan içeceksiniz. 55. Susa- mış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz. 56. İşte ceza gününde onlara sunulacak ziyafet budur! 86. Madem ki ceza görmeyecekmişsiniz, 87. Onu (canı) geri çevirsenize, şayet iddianızda doğru iseniz. 92. Ama yalanlayıcı sapıklardan ise, 93. İşte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardır. 94. Ve (onun sonu) cehenneme atılmaktır. 95. Şüphesiz ki bu kesin gerçektir. 96. Öyleyse Ulu Rabbinin adını tenzih ile an.


 Yasin
59-"Ayrılın bir tarafa bugün, ey günahkârlar!" 60. "Ey Adem oğulları! Size şeytana tapmayın, çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır" demedim mi? 61. "Ve bana kulluk ediniz, doğru yol budur" demedim mi? 62. Şeytan sizden pek çok milleti kandırıp saptırdı. Hâla akıl erdiremiyor musunuz? 63. İşte, bu size vâdedilen cehennemdir. 64. İnkârınız sebebiyle bugün oraya girin!


Zariyat
60. Başlarına gelecek (acı) günlerinden dolayı vay o kafirlerin haline!


Zumer
71. O küfredenler, bölük halinde cehenneme sürülür. Nihayet oraya geldikleri zaman kapıları açılır, bekçileri onlara: Size, içinizden Rabbinizin âyetlerini okuyan ve bugüne kavuşacağınızı ihtar eden peygamberler gelmedi mi? derler. "Evet geldi" derler ama, azap sözü kâfirlerin üzerine hak olmuştur. 72. Onlara: İçinde ebedî kalacağınız cehennemin kapılarından girin; kibirlenenlerin yeri ne kötü! Denilir.


 Zuhruf
74. Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklar. 75. Azapları hafifletilmeyecektir. Onlar azap içinde kurtuluştan ümit kesmişlerdir. 76. Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zalim kimselerdir. 77. Ey Mâlik! Rabbin bizim işimizi bitirsin! diye seslenirler. Mâlik de: Siz böyle kalacaksınız! Der. (Açıklaması:Kafirler cehennemin bekçisi olan Malik'e ayette belirtildiği şekilde seslenerek ölümlerini isterler. Çünkü ölümleri azap içinde yaşamalarından daha iyidir. Ama malik, onlara hiç bir surette buradan kurtuluş olamayacağını bildirir.)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
  Bugün 14 ziyaretçi (24 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol