KIYAMETİN DEHŞETİ
Abese
33. Kulakları sağır eden o ses geldiğinde, 34. İşte o gün kişi kardeşinden, 35. annesinden, babasından, 36. Eşinden ve çocuk- larından kaçar. 37. O gün herkesin kendine yetip artacak bir derdi vardır. 38. O gün bir takım yüzler parlak, 39. Güleç ve sevinç- lidir. 40. Yine o gün bir takım yüzleri de keder bürümüş, 41. Kapkara kesil miştir. 42. İşte bunlar kafirlerdir, günahkarlardır.
A´la
10. (Allah'tan) korkan öğütten yararlanacak. 11. Kötü kimse ise öğütten kaçınacaktır. 12. O ki,en büyük ateşe girecektir. 13. Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar.
Ali-Imran
25. Fakat, onları gelmesinde şüphe edilmeyen bir gün için topladığımız ve hiçbir haksızlığa uğramaksızın herkese kazandığı şeyler tastamam ödendiği zaman halleri nice olur?
Buruc
12. Şüphesiz Rabbinin yakalaması çok şiddetlidir. 13. Bilin ki O, (kâinat yokken) ilk olarak yaratan, (ölümden sonra tekrar hayatı) geri getirendir. 14. O, çok bağışlayan ve çok sevendir. 15. Şerefli Arş'ın sahibidir. 16. Dilediği şeyleri mutlaka yapandır.
En'am
27 - Onların, ateşin üzerinde durduruldukları zaman: "Ne olurdu dünyaya döndürülseydik, Rabb'imizin âyetlerini yalanlamasaydık da müminlerden olsaydık" dediklerini bir görsen!
Fecr
21. Ama yeryüzü parça parça döküldüğü, 22. Rabbin(in emri) geldiği ve melekler saf saf dizildiği zaman (her şey ortaya çıkacaktır). 23. O gün cehennem getirilir, insan yaptıklarını birer birer hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ne faydası var!24. (İşte o zaman insan:) "Keşke bu hayatım için bir şeyler yapıp gönderseydim!" der. 25. Artık o gün, Allah'ın edeceği azabı kimse edemez.26. 0'nun vuracağı bağı kimse vuramaz.
Fussilet
19. Allah'ın düşmanları, ateşe sürülmek üzere toplandıkları gün, hepsi bir araya getirilirler. 20. Nihayet oraya geldikleri zaman kulakları, gözleri ve derileri, işledikleri şeye karşı onların aleyhine şahitlik edecektir. 21. Derilerine: Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz? derler. Onlar da: Her şeyi konuşturan Allah, bizi de konuşturdu. İlk defa sizi o yaratmıştır. Yine O'na döndürülüyorsunuz, derler. 22. Siz ne kulaklarınızın, ne gözlerinizin, ne de derilerinizin aleyhinize şahitlik etmesinden sakınmıyordunuz, yaptıklarınızdan çoğunu Allah'ın bilmeyeceğini sanıyordunuz. 23. Rabbiniz hakkında beslediğiniz zan var ya, işte sizi o mahvetti ve ziyana uğrayanlardan oldunuz. 24. Şimdi eğer dayanabilirlerse, onların yeri ateştir. Ve eğer (tekrar dünyaya dönüp Allah'ı) hoşnut etmek isterlerse, memnun edilecek değillerdir.
Hakka
13. Artık Sûr'a bir tek defa üflendiği, 14. Yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine tek çarpışla çarpılıp darmadağın edildiği zaman, 15. işte o gün olacak olur (kıyamet kopar). 16. Gök de yarılır ve artık o gün o, çökmeye yüz tutar. 17. Melekler onun (göğün) etrafındadır. O gün Rabbinin arşını, bunların da üstünde sekiz (melek) yüklenir. 18. (Ey insanlar! ) O gün (hesap için) huzura alınırsınız; size ait hiçbir sır gizli kalmaz.
Hac
1. Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Çünkü kıyamet vaktinin depremi müthiş bir şeydir! 2. Onu gördüğünüz gün, her emzikli kadın emzirdiği çocuğu unutur, her gebe kadın çocuğunu düşürür. İnsanları da sarhoş bir halde görürsün. Oysa onlar sarhoş değillerdir; fakat Allah'ın azabı çok dehşetlidir! 3. İnsanlardan, bilgisi olmaksızın Allah hakkında tartışmaya giren ve her inatçı şeytana uyan birtakım kimseler vardır. 4. Onun (şeytan) hakkında şöyle yazılmıştır: Kim onu yoldaş edinirse bilsin ki (şeytan) kendisini saptıracak ve alevli ateşin azabına sürükleyecektir. 5. Ey insanlar! Eğer yeniden dirilmekten şüphede iseniz, şunu bilin ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan), sonra uzuvları (önce) belirsiz, (sonra) belirlenmiş canlı et parçasından (uzuvları zamanla oluşan ceninden) yarattık ki size (kudretimizi) gösterelim. Ve dilediğimizi, belirlenmiş bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak dışarı çıkarırız. Sonra güçlü çağınıza ulaşmanız için (sizi büyütürüz). İçinizden kimi vefat eder; yine içinizden kimi de ömrün en verimsiz çağına kadar götürülür; ta ki bilen bir kimse olduktan sonra bir şey bilmez hale gelsin. Sen, yeryüzünü de kupkuru ve ölü bir halde görürsün; fakat biz, üzerine yağmur indirdiğimizde o, kıpırdanır, kabarır ve her çeşitten (veya çiftten) iç açıcı bitkiler verir. 6. Çünkü Allah hakkın ta kendisidir; O, ölüleri diriltir; yine O, her şeye hakkıyla kadirdir. 7. Kıyamet vakti de gelecektir; bunda şüphe yoktur. Ve Allah kabirlerdeki kimseleri diriltip kaldıracaktır.
Ibrahim
43- Zihinleri bomboş olarak kendilerine bile dönüp bakamaz durumda, gözleri göğe dikilmiş bir vaziyette koşarlar. 44- Kendilerine azabın geleceği, bu yüzden zalimlerin: "Ey Rabbimiz! Yakın bir müddete kadar bize süre ver de senin davetine uyalım ve peygamberlere tâbi olalım" diyecekleri gün hakkında insanları uyar. (Onlara denilir ki:) "Daha önce, sizin için bir zevâl olmadığına, yemin etmemişmiydiniz? " 48- Yer başka bir yer, gökler de (başka gökler) haline getirildiği, (insanlar) bir ve gücüne karşı durulamaz olan Allah'ın huzuruna çıktıkları gün (Allah bütün zalimlerin cezasını verecektir).49- O gün, günahkârların zincire vurulmuş olduğunu görürsün. 50- Onların gömlekleri katrandandır, yüzlerini de ateş bürümektedir.
Infitar
1. Gökyüzü yarıldığı zaman, 2. Yıldızlar döküldüğü zaman, 3. Denizler birbirine katıldığı zaman, 4. Kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, 5. İnsanoğlu (yapıp) gönderdiklerini ve (yapamayıp) geride bıraktıklarını bir bir anlar. 6. Ey insan! İhsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir? 7. O Allah ki seni yarattı, seni düzgün ve dengeli kılıp,ölçülü bir biçim verdi. 8. Seni istediği her hangi bir şekilde parçalardan oluşturdu. 9. Hayır! Siz yine de dini yalanlıyorsunuz. 10. Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler var, 11. Değerli yazıcılar var, 12. Onlar, yapmakta olduklarınızı bilirler. 13. İyiler muhakkak cennettedirler, 14. Kötüler de cehennemdedirler. 15. Ceza gününde oraya girerler. 16. Onlar (kâfirler) oradan bir daha da ayrılmazlar. 17. Ceza günü nedir bilir misin? 18. Evet, bilir misin? Nedir acaba o ceza günü? 19. O gün hiçbir kimse başkası için bir şey yapamaz. O gün iş Allah'a kalmıştır.
Kaf
20. Sûr'a üfürülür; işte bu, geleceği vâdedilen gündür. 21. Herkes, yanında bir sürücü ve bir de şahitle beraber gelir. (Açıklama: Ayette geçen Sürücü ve Şahitlerin iki melek oldukları, birinin mahşere sevk etme, diğerinin de amellere şahitlik etme görevini yerine getirdikleri söylenmiş, ayrıca, Şahit hafaza meleklerinden sayılmıştır. Bu yoruma göre de Sürücü kötülükleri, Şahit ise iyilikleri yazan melektir. 22. Andolsun sen bundan gaflette idin; derhal biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir (denir). 23. Yanındaki arkadaşı: "İşte yanımdaki hazır" dedi. 24. (İki meleğe şu emir verilir:) "Haydi ikiniz her inatçı kâfiri, cehenneme atın!" 25. "Hayra bütün gücüyle engel olanı, azgın şüpheciyi" 26. "O ki Allah ile beraber başka ilâh edindi,bundan dolayı onu şiddetli azaba birlikte atın!" 30. O gün cehenneme "Doldun mu?" deriz. O da "Daha var mı?" der.
Kamer
7. Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde, 8. Ve davetçiye koşarak kabirlerden çıkarlar. O esnada kafirler; Bu çok çetin bir gündür. derler.
Kehf
46. Servet ve oğullar, dünya hayatının süsüdür; ölümsüz olan iyi işler ise Rabbinin nezdinde hem sevapça daha hayırlı, hem de ümit bağlamaya daha lâyıktır. 47. (Düşün) o günü ki, dağları yerinden götürürüz ve yeryüzünün çırılçıplak olduğunu görürsün. Hiçbirini bırakmaksızın onları (tüm ölüleri) mahşerde toplamış olacağız. 48. Ve hepsi sıra sıra Rabbinin huzuruna çıkarılmışlardır: Andolsun ki sizi ilk defasında yarattığımız şekilde bize geldiniz. Oysa size vâdedilenlerin tahakkuk edeceği bir zaman tayin etmediğimizi sanmıştınız, değil mi? 49. Kitap ortaya konmuştur: Suçluların, onda yazılı olanlardan korkmuş olduklarını görürsün. "Vay halimize! derler, bu nasıl kitapmış! Küçük büyük hiçbir şey bırakmaksızın (yaptıklarımızın) hepsini sayıp dökmüş!" BöyIece yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye-zulmetmez. 105. İşte onlar, Rablerinin âyetlerini ve O'na kavuşmayı inkâr eden, bu yüzden amelleri boşa giden kimselerdir ki, biz onlar için kıyamet gününde hiçbir ölçü tutmayacağız. 106. İşte, inkâr ettikleri, âyetlerimi ve resûllerimi alaya aldıkları için onların cezası cehennemdir.
Lokman
33. Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Ne babanın evladı, ne evladın babası namıma bir şey ödeyemeyeceği günden çekinin. Bilin ki allahın verdiği söz gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan, Allahın affına güvendirerek sizi kandırmasın. 34. Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah'ın katındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır.
Mearic
8. O gün gökyüzü erimiş maden gibi olur. 9. Dağlar da atılmış yüne döner. 10. Dost dostu sormaz. 11. Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdindedir.) Günahkar kimse ister ki, o gün azabından kurtuluş için oğullarını, 12. Karısını, kardeşini, 13. Kendisini koruyup barındıran tüm ailesini, 14. Ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de tek kendini kurtarsın. 15. Fakat ne mümkün! Bilinmeli ki o (cehennem) alevlenen bir ateştir. 16. Derileri kavurup soyar.
Muddessir
8- O Sûr'a üfürüldüğü zaman var ya, 9- İşte o gün zorlu bir gündür. 10- Kâfirler için (hiç de) kolay değildir.
Mu'min
18- Onları, yaklaşmakta olan güne karşı uyar; o zaman yürekler gırtlaklara dayanır, yutkunur dururlar. Zalimler için ne koruyucu bir dost, ne sözü yerine getirebilir bir şefaatçi yoktur. 19- (Allah,) Gözlerin hainliklerini ve göğüslerin sakladıklarını-bilir. 52- Zalimlere kendi mazeretlerinin hiçbir yarar sağlamayacağı gün; lanet de onlarındır, yurdun en kötüsü de.
Murselat
1. Yemin olsun, (iyiliklerle) birbiri peşinden gönderilenlere; 2. Şiddetle eserek (zararlıları) savurup atanlara; 3. (Hakikat ve hayırları) yaydıkça yayanlara; 4. (Hak ile batılı) birbirinden iyice ayıranlara; 5. Öğüt telkin edenlere; 6. (Allah'a yönelenleri) arıtmak, (kötüleri) sakındırmak için. 7. Bilin ki size vadolunan şey gerçekleşecek! 8. Yıldızların ışığı söndürüldüğü zaman, 9. Gökkubbe yarıldığı zaman, 10. Dağlar ufalanıp savrulduğu zaman, 11. Peygam-berlerin (ümmetleri hakkında şahitlik) vakti tayin edildiği zaman (artık kıyamet kopmuş-tur). 12. (Bu alâmetler) hangi vakte ertelen-miştir? 13. Ayırım gününe. 14. (Resûlüm!) Ayırım gününün ne olduğunu sen nereden bileceksin! 15. O gün (Peygamber'i ve ahireti) yalan sayanların vay haline!
Muzzemmil
14. O gün (kıyamet günü) yeryüzü ve dağlar sarsılır; dağlar çöküntü ile akıp giden kum yığınına döner. 17. Peki inkar ederseniz çocukları ak saçlı ihtiyarlara çevirecek o günden kendinizi nasıl koruyabileceksiniz? 18Gökyüzü bile onunla (o günün dehşetiyle) yarılacaktır. Allahın vaadi mutlaka yerine gelir. 19. İşte bu (anlatılanlar) şüphesiz bir öğüttür. Artık kim dilerse (Rabbine) varan bir yol tutar.
Nebe
17. Şüphesiz hüküm günü vakit olarak belirlenmiştir. 18. Sûr'a üflendiği gün, bölük bölük Allah'a gelirsiniz. 19. Gökyüzü açılır ve orada pek çok kapılar oluşur; 20. Dağlar yürütülür, serap haline gelir.
38. Ruh (Cebrail) ve melekler saf saf olup durduğu gün, Rahmân'ın izin verdiklerinden başkaları konuşmazlar; konuşan da doğruyu söyler. 39. İşte o, kesin olarak gelecek gündür. O halde dileyen Rabbine varan bir yol tutsun. 40. Biz, yakın bir azap ile sizi uyardık. O gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve inkârcı kişi: "Keşke toprak olsaydım!" diyecektir.
Naziat
1. Söküp çıkaranlara, andolsun; 2. Yavaşça çekenlere, 3. Yüzdükçe yüzenlere, 4. Yarıştıkça yarışanlara, 5. Derken iş düzenleyenlere . 6. Birinci üflemenin (kâinatı) sarstığı, 7. Onu ikinci üflemenin takip ettiği gün, 8. İşte o gün yürekler kaygıdan oynar, 9. Gözler yorgun düşer. 10. Diyorlar ki, "Öldükten sonra biz, (dünyadaki) ilk halimize mi döndürüleceğiz, 11. (Hem de) çürümüş kemikler olduktan sonra ha?" 12. "O zaman bu, ziyanlı bir dönüş olur" dediler. 13. Bu dönüş, sadece bir seslenmeye bakar. 14. Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler. 34. Her şeyi alt üst eden o büyük felâket geldiği vakit, 35. İnsanın yapıp ettiklerini hatırlayacağı gün, 36. Ve görene cehennem açık bir şekilde gösterilmiştir. 42. Sana kıyameti sorarlar: Gelip çatması ne zamandır? (derler.) 43. Sen onu nereden bilip bildireceksin! 44. Onun nihaî ilmi yalnız Rabbine aittir. 45. Sen ancak ondan korkanları uyarırsın. 46. Kıyamet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir akşam vakti ya da kuşluk zamanı kadar kaldıklarını sanırlar.
Nahl
85. O zulmedenler azabı gördüklerinde, artık onlardan azap hafifletilmez, onlara mühlet de verilmez. 86. (Allah'a) ortak koşanlar, ortak koştukları şeyleri gördükleri zaman derler ki: "Rabbimiz! İşte bunlar, seni bırakıp da tapmış olduğumuz ortaklarımızdır." Onlar da bunlara: "Siz mutlaka yalancılarsınız" diye söz atarlar. 87. O gün Allah'a teslim (bayrağını) çekerler ve uydurmakta oldukları şeyler onlardan kaybolup gider. 88. İnkâr edip de (insanları) Allah yolundan alıkoyanlar var ya, işte onlara, yapmakta oldukları bozgunculuklar sebebiyle, azaplarını kat kat artıracağız. 89. O gün her ümmetin içinden kendilerine birer şahit göndereceğiz. Seni de hepsinin üzerine şahit olarak getireceğiz. Ayrıca bu Kitab'ı da sana, her şey için bir açıklama, bir hidayet ve rahmet kaynağı ve müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.
Rum
14. Kıyamet kopacağı gün, işte o gün (mü'min lerle inkarcılar) birbirlerinden ayrılacaklardır.
Secde
12. O günahkarların Rableri huzurunda başlarını öne eğecekleri, ''Rabbimiz! Gördük, duyduk. Şimdi bizi dünyaya geri gönder de iyi işler yapalım, artık kesin olarak inandık“ diyecekleri zamanı bir görsen. 13- Eğer Biz dilemiş olsaydık, her bir nefse kendi hidayetini verirdik. Fakat Benden çıkan şu söz gerçekleşecektir: "Andolsun, cehennemi cinlerden ve insanlardan (İnkar edenlerle) tamamıyla dolduracağım." (Açıklama: Allahu Telala insanları ve cinleri cebren cennet veya cehenneme sevk etseydi kulun hürriyet ve iradesinin, ve bunlara bağlı imtihanın manası olmazdı.Mükellefler kendi iradeleri ile hidayet ve cennet, yahut dalalet ve cehennem yolunu seçeceklerdi.) 14- Öyleyse bu (azap) gününüzle karşılaşmayı unutmanıza karşılık azabı tadın. Biz de sizi gerçekten unuttuk; yaptıklarınıza karşılık ebedi azabı tadın.
Taha
74. Şurası muhakkak ki, kim Rabbine günahkâr olarak varırsa, cehennem sırf onun içindir. O ise orada ne ölür ne de yaşar! 105. (Resûlüm!) Sana dağlar hakkında sorarlar. De ki: Rabbim onları ufalayıp savuracak. 106. Böylece yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır. 107. Orada ne bir iniş, ne de bir yokuş görebileceksin. 108. O gün insanlar, dâvetçiye (İsrafil'e) uyacaklar. Ona karşı yan çizmek yoktur. Artık, çok esirgeyici Allah hürmetine sesler kısılmıştır. Bu yüzden, fısıltıdan başka bir ses işitemezsin. 109. O gün, Rahmân'ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığından başkasının şefaati fayda vermez. 110. O, insanların geleceklerini de geçmişlerini de bilir. Onların ilmi ise bunu kapsayamaz: 111. Bütün yüzler (insanlar), diri ve her şeye hakim olan Allah için eğilip boyun bükmüştür. Zulüm yüklenen ise, gerçekten perişan olmuştur. 112. Her kim, mümin olarak iyi olan işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.
Tekvir
1. Güneş katlanıp dürüldüğünde, 2. Yıl-dızlar (kararıp) döküldüğünde, 3. Dağlar (sallanıp) yürütüldüğünde, 4. Gebe develer salıverildiğinde, 5. Vahşî hayvanlar topla-nıp bir araya getirildiğinde, 6. Denizler kaynatıldığında, 7. Ruhlar (bedenlerle) bir-leştirildiğinde, 8. Diri diri toprağa gömülen kıza, sorulduğunda, 9. "Hangi günah sebebiyle öldürüldü?diye. 10. (Amellerin yazılı olduğu) defterler açıldığında, 11. Gökyüzü sıyrılıp alındığında, 12. Cehen-nem tutuşturulduğunda, 13. Ve cennet yaklaştırıldığında, 14. Kişi neler getirdiğini öğrenmiş olacaktır.
Vakia
1. Kıyamet koptuğu zaman, 2. Ki onun oluşunu yalanlayacak hiçbir kimse yoktur; 3. O, alçaltıcı, yükselticidir. 4. Yer şiddetle sarsıldığı, 5. Dağlar parçalandığı, 6. Dağılıp toz duman haline geldiği, 7. Ve sizler de üç sınıf olduğunuz zaman, 8. Sağdakiler, ne mutlu o sağdakilere! 9. Soldakiler, ne bahtsızdırlar onlar! 10. (Hayırda) önde olanlar, (ecirde de) öndedirler. 11. İşte bunlar, (Allah'a) en yakın olanlardır,
Yasin
51- Sur'a üfürülmüştür; böylece onlar kabirlerin- den (diriltilip) Rablerine doğru (dalgalar halinde) süzülüp-giderler. 52- Demişlerdir ki: "Eyvahlar bize, uykuya-bırakıldığımız yerden bizi kim diriltip-kaldırdı? Bu, Rahman (olan Allah)ın va'dettiğidir, (demek ki) gönderilen (elçi)ler doğru söylemiş". 53- O, yalnızca bir tek çığlıktan başkası değildir; artık onların hepsi toplanmış olarak Huzurumuz'a getirilmişlerdir. 82. Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı "Ol" demekten ibarettir. Hemen oluverir. 83. Her şeyin mülkü kendi elinde olan Allah'ın şanı ne kadar yücedir! Siz de O'na döneceksiniz.
Zilzal
1. Yerküre kendine has sarsıntısıyla sallandığı, 2. Toprak ağırlıklarını dışarı çıkardığı, 3. Ve insan "Ne oluyor buna!" dediği vakit, 4. İşte o gün (yer) haberlerini anlatır, 5. Rabbinin ona bildirmesiyle. 6. O gün insanlar amellerini görmeleri (karşılığını almaları) için darmadağınık geri dönüp gelirler. 7. Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. 8. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.
Zümer
67- Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyamet günü yer, bütünüyle O'nun avucu (kabzası)ndadır; gökler de sağ eliyle dürülüp-bükülmüştür. O, şirk koştuklarından münezzeh ve Yücedir. 68- Sur'a üfürüldü; böylece Allah'ın diledikleri dışında, göklerde ve yerde olanlar çarpılıp-yıkılıverdi. Sonra bir daha ona üfürüldü, artık onlar ayağa kalkmış durumda gözetliyorlar. 69- Yer, Rabbinin nuruyla parıldadı; (orta yere) kitap kondu; peygamberler ve şahidler getirildi ve aralarında hak ile hüküm verildi, onlar haksızlığa uğratılmazlar. 70- Her bir nefse yaptığının tam karşılığı verildi. O, onların işlediklerini daha iyi bilendir.