İhsan AKINTÜRK
  Diriliş ve ölümsüzlük
 


DİRİLİŞ    VE   ÖLÜMSÜZLÜK

 

Ankebut
19. Allah'ın, yaratılanı ilk baştan nasıl yarattığını, (ölümden) sonra bunu (nasıl) tekrarladığını görmediler mi? Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır. 20. De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, Allah ilk baştan nasıl yaratmış bir bakın. İşte Allah bundan sonra (aynı şekilde) ahiret hayatını da yaratacaktır. Gerçekten Allah her şeye kadirdir.

Abese
17. Kahrolası insan! Ne inkârcıdır! 18. Allah onu neden yarattı? 19. Bir nutfeden (spermadan) yarattı da ona şekil verdi. 20. Sonra ona yolu kolaylaştırdı. 21. Sonra onun canını aldı ve kabre soktu. 22. Sonra dilediği bir vakitte onu yeniden diriltir.

Ahkaf
33. Gökleri ve yeri yaratan, bunları yaratmakla yorulmayan Allah'ın, ölüleri diriltmeye de gücünün yeteceğini düşünmezler mi? Evet O, her şeye kadirdir.

Adiyat

9. Kabirlerde bulunanların diriltilip dışarı atıldığını düşünmez mi?10. Ve kalplerde gizlenenler ortaya konduğu zaman, 11. Şüphesiz Rableri o gün onlardan tamamıyle haberdar

 A´la
16. Fakat siz (ey insanlar! ) dünya hayatını tercih ediyorsunuz. 17. Oysa ahiret daha hayırlı daha devamlıdır. 18. Şüphesiz bu (anlatılanlar), önceki kitaplarda, vardır. 19. İbrahim ve Musa'nın kitaplarında.

 

Ali İmran

158- Andolsun, ölseniz de, öldürülseniz de şüphesiz Allah'a (varıp) toplanacaksınız.



Bakara

28- Nasıl oluyor da Allah'ı inkar ediyorsunuz? Oysa ölü iken sizi O diriltti; sonra sizi yine öldürecek, yine diriltecektir ve sonra O'na döndürüleceksiniz. 259- Ya da altı üstüne gelmiş, ıssız duran bir şehre uğrayan gibisini (görmedin mi?) Demişti ki: "Allah, burasını ölümünden sonra nasıl diriltecekmiş?" Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra onu diriltti. (Ve ona) Dedi ki: "Ne kadar kaldın?" O: "Bir gün veya bir günden az kaldım" dedi. (Allah ona:) "Hayır, yüz yıl kaldın, böyleyken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış; eşeğine de bir bak; (bunu yapmamız) seni insanlara ibret-belgesi kılmamız içindir. Kemiklere de bir bak nasıl biraraya getiriyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz?" dedi. O, kendisine (bunlar) apaçık belli olduktan sonra dedi ki: "(Artık şimdi) Biliyorum ki gerçekten Allah, herşeye güç yetirendir." (Açıklama:Rivayete göre; Hz. Üzeyir (AS) azığını almış, eşeğine binmiş giderken, evleri yıkılmış harabe haline gelmiş, orada oturanlardan kimse kalmamış yıkık bir kasabaya veya köy yıkıntılarının yanına gelir, orada konaklar. Etrafına bakar ve bu şekilde ölenlerin nasıl dirileceğini düşünür. O anda uykusu gelir ve yatar. Allah onu öldürür ve yüz sene sonra diriltir. Yiyecekleri hiç bozulmamış, ancak eşeği çürümüş sadece kemikleri kalmıştır.Yıkık kasaba veya köy de imar edilmiştir. Uyandığı ilk anda bir güan kadarveya daha az bir zaman uyuduğunu zanneder. Yiyeceklerine bakınca gerçekten böyle olduğunu zanneder.Ama eğeğine bakınca durumu anlar. Allah Üzeyr (AS) ın gözü önünde eşeğini diriltir. Böylece Allahın küdret ve azametini çıplak gözle müşahade eder.) 260- Hani İbrahim: "Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster" demişti. (Allah ona:) "İnanmıyor musun?" deyince, "Hayır (inandım), ancak kalbimin tatmin olması için" dedi. "Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır, sonra onları (parçalayıp) her bir parçasını bir dağın üzerine bırak, sonra da onları çağır. Sana koşarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir." (Açıklama: Allahu Teala Hz. İbrahim (AS) a maddi bir örnekle dirilişin mahiyetini izah etmiştir.)

Cuma
8. De ki: Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra da görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'a döndürüleceksiniz de O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir.

 En´am
29 - Dediler ki:" Dünya hayatımızdan başka bir hayat yoktur, biz diriltilecek değiliz". 30 - Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman onları bir görsen! Rableri onlara şöyle der: "Bu, bir gerçek değil midir?". Onlar da: "Rabbimize yemin ederiz ki gerçektir" derler. Rableri de onlara: "Öyleyse inkârınız sebebiyle azabı tadın!" der. 31 - Allah'ın huzuruna çıkmayı yalanlayanlar, gerçekten hüsrana uğramışlardır. Kıyamet günü ansızın gelince onlar, günahlarını sırtlarına yüklenmiş olarak şöyle derler: "Dünyada yaptığımız kusurlardan dolayı yazıklar olsun bize!" Bakın yüklendikleri günah ne kötüdür! 32 - Dünya hayatı, eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise, Allah'tan korkanlar için daha hayırlıdır. Aklınızı kullanmaz-mısınız? 60. Geceleyin sizi öldüren (öldürür gibi uyutan), gündüzün de ne işlediğinizi bilen; sonra belirlenmiş ecel tamamlansın diye gündüzün sizi dirilten (uyandıran) O'dur. Sonra dönüşünüz yine O'nadır. Sonunda O, yaptıklarınızı size haber verecektir. 61. O, kullarının üstünde yegâne kudret ve tasarruf sahibidir. Size koruyucular gönderir. Nihayet birinize ölüm geldi mi elçilerimiz (görevli melekler) onun canını alırlar. Onlar vazifede kusur etmezler. 62. Sonra insanlar gerçek sahipleri olan Allah'a döndürülürler. Bilesiniz ki hüküm yalnız O'nundur ve O hesap görenlerin en çabuğudur. 94 - Bugün, sizi ilk defa yarattığımız zamanki gibi yapayalnız huzurumuza geldiniz, size verdiğimiz herşeyi arkanızda bıraktınız. 95 - Şüphesiz ki taneleri ve çekirdekleri yaran Allah'tır. O, ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkaran O'dur. İşte Allah budur. O halde nasıl yüz çevirirsiniz?

 Duhan
56- İlk tattıkları ölüm dışında, orada artık ölüm tatmazlar. Ve Allah onları cehennem azabından korumuştur (sürekli hayata kavuşmuşlardır). 57- (Bunlar) Rabbinden bir lütuf olarak (verilmiştir). İşte büyük kurtuluş budur.

Fatır

9- Allah, rüzgarları gönderir, onlar da bulutu kaldırır, böylece Biz onu ölü bir beldeye sürükleriz, onunla, yeri ölümünden sonra diriltiriz. İşte (ölümden sonra) dirilip- yayılma da böyledir.

Fussilet

39- O'nun ayetlerinden biri de, senin gerçekten yeryüzünü huşu içinde (solmuş, boynu bükülmüş ve kupkuru) görmendir. Ama Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman, deprenir ve kabarır. Şüphesiz onu dirilten, ölüleri de elbette dirilticidir. Çünkü O, herşeye güç yetirendir.

Enbiya
104. (Düşün o) günü ki, yazılı kâğıtların tomarını dürer gibi göğü toplayıp düreriz. Tıpkı ilk yaratmaya başladığımız gibi onu tekrar o hale getiririz. (Bu,) üzerimize aldığımız bir vaad oldu. Biz, (vâdettiğimizi) yaparız.

Gasiye
2- O halde (Resûlüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. 22- Onların üzerinde bir zorba değilsin. 23- Ancak yüz çevirir inkâr ederse, 24- İşte öylesini Allah en büyük azap ile cezalandırır. 25- Şüphesiz onların dönüşü sadece bizedir. 26- Sonra onların sorguya çekilmesi de sadece bize aittir.

 Isra
49. Bir de onlar dediler ki: Sahi biz, bir kemik yığını ve kokuşmuş bir toprak olmuş iken, yepyeni bir hilkatte diriltileceğiz, öyle mi! 50. De ki: "İster taş olun, ister demir", 51. İsterse aklınıza (yeniden dirilmesi) imkânsız gibi görünen herhangi bir yaratık! (Bunlar, Allah'ın sizi yeniden diriltmesini güçleştirmez.) Diyecekler ki: "Bizi tekrar (hayata) kim döndürecek?" De ki: Sizi ilk kez yaratan. Bunun üzerine onlar sana alaylı bir tarzda başlarını sallayacak ve "Ne zaman mış o?" diyecekler. De ki: Yakın olsa gerek!

Infitar
1. Gökyüzü yarıldığı zaman, 2. Yıldızlar döküldüğü zaman, 3. Denizler birbirine katıldığı zaman, 4. Kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, 5. İnsanoğlu (yapıp) gönderdiklerini ve (yapamayıp) geride bıraktıklarını bir bir anlar.

Kaf
19. Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir de: İşte (ey insan) bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir, denir. 20. Sûr'a üfürülür; işte bu, geleceği vâdedilen gündür. 21. Herkes, yanında bir sürücü ve bir de şahitle beraber-gelir. 41. Seslenenin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver. (Açıklama: Sema'dan sura üfürecek olan İsrafil (AS) ın çağırışına işaret olunuyor.) 42. O gün insanlar bu sesi gerçekten işiteceklerdir. İşte bu, çıkış günüdür. (Açıklama: Buna göre insanlar İsrafil (AS)'ın ikinci sura üfürüşünü işitecekler. İşte bu ses ve işitme ile kabirlerinden dirilip çıkacaklardır.) 43. Şüphesiz biz diriltir ve öldürürüz. Dönüş de ancak bizedir. 44. O gün yer yarılır, onların üzerinden süratle yarılıp açılır. Bu, bize göre kolay olan bir haşirdir. 68. Sûr'a üflenince, Allah'ın diledikleri müstesna olmak üzere göklerde ve yerde ne varsa hepsi ölecektir. Sonra ona bir daha üflenince, bir de ne göresin, onlar ayağa kalkmış bakıyorlar! 69. Yeryüzü, Rabbinin nûru ile aydınlanır, kitap konulur, peygamberler ve şahitler getirilir ve aralarında hakkaniyetle hüküm verilir. Onlara asla zulmedilmez. 70. Herkes ne yaptıysa, karşılığı tastamam verilir. Allah, onların yaptıklarını en iyi bilendir.

Kıyame
3. İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanır? 4. Evet. Bizim onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter. 5. Fakat insan önündekini (kıyameti) yalanlamak ister.

 Meryem
66. İnsan der ki: "Öldüğüm zaman sahi diri olarak (kabrimden) çıkarılacak mıyım?" 67. İnsan düşünmez mi ki, daha önce o hiçbir şey olmadığı halde biz kendisini yaratmışızdır? 68. Öyle ise, Rabbine andolsun ki, muhakkak surette onları şeytanlarla birlikte mahşerde toplayacağız; sonra onları diz üstü çökmüş vaziyette cehennemin çevresinde hazır bulunduracağız. 69. Sonra her milletten, rahman olan Allah'a en çok âsi olanlar hangileri ise çekip ayıracağız. 70. Sonra, orayı boylamaya daha çok müstahak olanları elbette biz daha iyi biliriz.


Mearic
43. 44. O gün onlar sanki dikili bir şeye koşuyorlar gibi, gözleri horluktan aşağı düşmüş ve kendileri zillete bürünmüş bir halde kabirlerinden fırlaya fırlaya çıkarlar. İşte bu onların tehdit edilegeldikleri gündür.


Mu'min

11- Dediler ki: "Rabbimiz, bizi iki kere öldürdün ve iki kere dirilttin; biz de günahlarımızı itiraf ettik. Şimdi çıkış için bir yol var mı?"(Açıklama: Birinci ölüm, dünya hayatının sonunda, ikinci ölüm ise kabirde ilk sorgulama yapıldıktan sonra vuku bulacaktır.Buna göre birinci dirilme kabirde sorgulama için, ikinci dirilme ise kıyametten sonraki ebedi hayat içindir. İnkarcıların ateşten çıkmak için sordukları yol ise, er veya geç cehennemden çıkış, Allaha itaat ediş veya tekrar dünyaya dönüş çarelerini aramaları şeklinde yorumlanmıştır.) 16- O gün, orta yere çıkarlar. Onlardan hiçbir şey Allah'a karşı gizli kalmaz. (Allah sorar:) "Bugün hükümranlık kimindir? Bir olan, Kahhar olan Allah'ındır."

Mu´minun
15. Sonra, muhakkak ki siz, bunun ardından elbet öleceksiniz. 16. Sonra da şüphesiz, sizler kıyamet gününde tekrar diriltileceksiniz.


Necm
42. Ve şüphesiz en son varış Rabbinedir. 43. Doğrusu güldüren de ağlatan da O'dur. 44. Öldüren de dirilten e O'dur. 45. Şurası muhakkak ki (rahime) atıldığında nutfeden 46. Erkek ve dişiden ibaret olan iki çifti O yarattı. 47. Şüphesiz ki tekrar diriltmek de O'na aittir.

 Rum
43. Allah katından, dönüşü olmayan bir gün (kıyamet günü) gelmeden önce yönünü o gerçek dine çevir! O gün (insanlar) bölük bölük ayrılacaklardır. 44. Kim inkâr ederse, inkârı kendi aleyhine olur. İyi işler yapanlara gelince, onlar da kendileri için (cennetteki yerlerini) hazırlamış olurlar. 45. Zira Allah, iman edip iyi işler yapanlara kendi lütfundan karşılık verecektir. Şüphesiz O, kâfirleri sevmez.

Sebe:

7- İnkar edenler dediler ki: "Siz darmadağın olup dağıldığınızda, gerçekten sizin yeni bir yaratılışta bulunacağınızı size haber veren bir adamı gösterelim mi size?" 8- "Allah'a karşı yalan mı düzüp uyduruyor, yoksa kendisinde bir delilik mi var?" Hayır, ahirete inanmayanlar, azapta ve uzak bir sapıklık içindedirler.


 Secde
10. "Toprağın içinde kaybolduğumuz zaman, gerçekten (o vakit) biz mi yeniden yaratılacağız?" derler. Doğrusu onlar Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler. 11. De ki: Size vekil kılınan (bu konuda görevlendirilen) ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz. 12. O günahkârların, Rableri huzurunda başlarını öne eğecekleri, "Rabbimiz! Gördük duyduk, şimdi bizi (dünyaya) geri gönder de, iyi işler yapalım, artık kesin olarak inandık" diyecekleri zamanı bir görsen! 13. Biz dilesek, elbette herkese hidayetini verirdik. Fakat, "Cehennemi hem cinlerden hem insanlardan bir kısmıyla dolduracağım" diye benden kesin söz çıkmıştır. 14. (O gün onlara şöyle diyeceğiz:) Bu güne kavuşmayı unutmanızın cezasını şimdi tadın bakalım! Doğrusu biz de sizi unuttuk; yaptıklarınızdan ötürü ebedî azabı tadın!

Şura
9. Yoksa onlar Allah'tan başka dostlar mı edindiler? Halbuki dost yalnız Allah'tır. O ölüleri diriltir, her şeye kadirdir.

Taha
102. O günde Sûr'a üflenir ve biz o zaman günahkârları, gözleri (korkudan) gömgök bir halde mahşerde toplarız.

Tegabun
7. İnkar edenler, kesinlikle diriltilmeyeceklerini ileri sürdüler. De ki: hayır! Rabbime andolsun ki mutlaka diriltileceksiniz, sonra yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu Allaha göre kolaydır. 8. Onun için Allaha, peygambere ve indirdiğimiz o nura (Kur'ana) inanın. Allah yaptıklarınızdan haberdardıır.

 Yasin
12- Şüphesiz Biz, ölüleri Biz diriltiriz; onların önden takdim ettiklerini ve eserlerini Biz yazarız. Biz herşeyi, apaçık bir kitapta tespit edip-korumuşuz. 51. Nihayet Sûr'a üfürülecek. Bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkıp koşarak Rablerine giderler. 52. (İşte o zaman:) Eyvah, eyvah! Bizi kabrimizden kim kaldırdı? Bu, Rahmân'ın vâdettiğidir. Peygamberler gerçekten doğru söylemişler! derler. 53. Olan müthiş bir sesten ibarettir. Bunun üzerine onların hepsi hemen huzurumuzda hazır bulunurlar.

Yunus
45- Allah'ın onları, sanki günün ancak bir saati kadar kaldıklarını zanneder vaziyette yeniden diriltip toplayacağı gün aralarında birbirleriyle tanışırlar. Allah'ın huzuruna varmayı yalanlayanlar elbette zarara uğramışlardır. Zira onlar doğru yola gitmemişlerdi.

 

 

Zumer
8. Sûr'a üflenince, Allah'ın diledikleri müstesna olmak üzere göklerde ve yerde ne varsa hepsi ölecektir. Sonra ona bir daha üflenince, bir de ne göresin, onlar ayağa kalkmış bakıyorlar!

Saffat: 38-Kuşkusuz siz acı azabı tadacaksınız. Çekeceğiniz ceza yapmakta olduğunuzdan başka bir şeyin cezası değildir. 40. (Bu azaptan) Ancak Allah'ın hâlis kulları istisnâ edilecek.

 62. Şimdi ziyafet olarak, cennet ehli için anılan bu nimetler mi daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı?. 63. Biz onu (zakkumu) zalimler için bir fitne (imtihan) kıldık. 64. Zira o, cehennemin dibinde bitip yetişen bir ağaçtır. 65. Tomurcukları sanki şeytanların başları gibidir. 66. (Cehennemdekiler) ondan yerler ve karınlarını ondan doldururlar. 67. Sonra zakkum yemeğinin üzerine onlar için, kaynar su karıştırılmış bir içki vardır. 68. Sonra kesinlikle onların dönüşü, çılgın ateşe olacaktır.

 

 Sad 55. Bu böyle; ama azgınlara kötü bir gelecek vardır. 56. Onlar cehenneme girecekler. Orası ne kötü bir kalma yeridir. 57. İşte bu; kaynar su ve irindir. Onu tatsınlar 58. Buna benzer daha türlü türlü başkaları da vardır. 59. (İnkârcıların liderlerine:) İşte bu sizinle beraber cehenneme girecek topluluktur (denildiğin de, liderler:) Onlar rahat yüzü görmesin (derler) Onlar mutlaka ateşe gireceklerdir.


Sebe

5- Bizimle başa çıkabileceklerini,sanarak olanca güçleri ile ayetlerimize karşı çıkanlara gelince onları tiksindirici ve acıklı bir azap beklemek- tedir. 38- Bizimle başa çıkabileceklerini sanarak olanca güçleri ile ayetlerimize karşı çıkanlara gelince onlar azapla başbaşa kalacaklardır.


Tahrim
6. Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında acımasız, güçlü, Allahın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır. 7. Ey kafirler! Bu gün özür dilemeyin. Siz ancak işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz (denilir)

Tegabun
10. İnkar eden ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar cehennemin ehlidirler. Orada ebedi kalacaklardır. Ne kötü gidilecek yerdir orası.

 

 Tur
1. Tûr'a, andolsun ki, 2. Satır satır yazılmış Kitab'a, 3. Yayılmış ince deri üzerine, 4. Beyt-i Ma'mûr'a, 5. Yükseltilmiş tavana(göğe), 6. Kaynatılmış denize (bunlara andolsun ki), 7. Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır. 8. Ona engel olacak hiçbir şey yoktur. 9. O gün gök sallanıp çalkalanır. 10. Dağlar yürüdükçe yürür. 11. Yalanlayanların vay haline o gün! 12. Ki onlar daldıkları bâtıl içinde oyalanıp duranlardır. 13. O gün cehennem ateşine itilip atılırlar : 14. "İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur!" denilir. 15. Bir büyü müdür bu, yoksa görmüyor musunuz? 16. Girin oraya, sabretseniz de sabretmeseniz de artık sizin için birdir. Siz ancak yaptıklarınızın karşılığına çarptırılacaksınız.


 Vakia
41. Soldakiler; ne yazık o soldakilere! 42. İçleri- ne işleyen bir ateş ve kaynar su içinde, 43. Kap- kara dumandan bir gölge altındadırlar; 44. Serin ve hoş olmayan. 45. Çünkü onlar bundan önce varlık içinde sefahete dalmışlardı. 46. Büyük gü- nahı işlemekte direnir dururlardı. 47. Ve diyor- lardı ki: Biz öldükten, toprak ve kemik yığını hali ne geldikten sonra, biz mi bir daha diriltileceğiz? 48. Önceki atalarımız da mı? 49. De ki: Hem öncekiler hem de sonrakiler, 50. Belli bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklar- dır! 51. Sonra siz ey sapıklar, yalancılar! 52. El- bette bir ağaçtan, zakkum ağacından yiyeceksi- niz. 53. Karınlarınızı ondan dolduracaksınız. 54. Üstüne de kaynar sudan içeceksiniz. 55. Susa- mış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz. 56. İşte ceza gününde onlara sunulacak ziyafet budur! 86. Madem ki ceza görmeyecekmişsiniz, 87. Onu (canı) geri çevirsenize, şayet iddianızda doğru iseniz. 92. Ama yalanlayıcı sapıklardan ise, 93. İşte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardır. 94. Ve (onun sonu) cehenneme atılmaktır. 95. Şüphesiz ki bu kesin gerçektir. 96. Öyleyse Ulu Rabbinin adını tenzih ile an.


 Yasin
59-"Ayrılın bir tarafa bugün, ey günahkârlar!" 60. "Ey Adem oğulları! Size şeytana tapmayın, çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır" demedim mi? 61. "Ve bana kulluk ediniz, doğru yol budur" demedim mi? 62. Şeytan sizden pek çok milleti kandırıp saptırdı. Hâla akıl erdiremiyor musunuz? 63. İşte, bu size vâdedilen cehennemdir. 64. İnkârınız sebebiyle bugün oraya girin!


Zariyat
60. Başlarına gelecek (acı) günlerinden dolayı vay o kafirlerin haline!

Zumer 71. O küfredenler, bölük halinde cehenneme sürülür. Nihayet oraya geldikleri zaman kapıları açılır, bekçileri onlara: Size, içinizden Rabbinizin âyetlerini okuyan ve bugüne kavuşacağınızı ihtar eden peygamberler gelmedi mi? derler. "Evet geldi" derler ama, azap sözü kâfirlerin üzerine hak olmuştur. 72. Onlara: İçinde ebedî kalacağınız cehennemin kapılarından girin; kibirlenenlerin yeri ne kötü! Denilir.

 Zuhruf 
74. Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklar. 75. Azapları hafifletilmeyecektir. Onlar azap içinde kurtuluştan ümit kesmişlerdir. 76. Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zalim kimselerdir. 76. Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zalim kimselerdir. 77. Ey Mâlik! Rabbin bizim işimizi bitirsin! diye seslenirler. Mâlik de: Siz böyle kalacaksınız! Der. (Açıklaması:Kafirler cehennemin bekçisi olan Malik'e ayette belirtildiği şekilde seslenerek ölümlerini isterler. Çünkü ölümleri azap içinde yaşamalarından daha iyidir. Ama malik, onlara hiç bir surette buradan kurtuluş olamayacağını bildirir.)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
  Bugün 13 ziyaretçi (21 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol